1 Mayıs 2014

Bomboş.

Ne olurdu şöyle sade, sakin, okunaklı mektuplar yazabilseydim... İsyan günlerinde okunacak kadar gökçe bulmuyorum yazdıklarımı. İçime sindiremedim hiçbir cümlesini bugüne kadar sildiklerimin. Denemekten vazgeçmemek gerektiğini okuyorum herkesten. Sonra ise daha çok yazmak gerektiğini yazıyor ve yoruluyorum.

11 Mart 2014

Aslında Şubat.

'Yaz' tuşuna basıyorum piyanonun ve üç küçük sayfa tutuşturuyorum. Aklımda hâlâ o gece var, omzumda ise başın...

Her rüya biraz daha ağır.

Yine düşerken uyandım. Binbir çelme her bir adımda. Hiçbirini görmedim, hepsine takıldım yine. Her yanımda kanlı izleri hatalarımın. Aynada güzel duracak aksi yaralarımın.

Her uyanış biraz daha yorgun.

9 Ocak 2014

Sır.

Kitapların, bulutların ve rengârenk ışıkların içinde uykuyu bekliyorum. Bir ev düşüncesi örtülü üzerime. Gece herkes uyuduktan sonra usul usul sis yağıyor buraya. Birinin bunun hakkında bir şeyler yazması gerek puslu da olsa ışıklar görünürken hâlâ. O biri ben değilim, hiç olmadım.

Bunu anlatmıştım sanırım daha önce. Kendi kendime konuşurken kendimi dinlemeyip kendime dâir başka şeyler düşünüyor olabilir miyim? Rezalet.