29 Mayıs 2013

Işık.


Beyaz bir gömleğim var, sakallarım uzadı.

Hangi fırtınada batan, hangi geminin külleri bunlar? Kırık, dökük, yaşlı ağaçlar. Yıkık bir kulübe var az daha ileride. Terk edilmiş diyarlar. Her şey soluk, deniz bile, gök bile. Birazdan kafamı çevireceğim güneşe doğru ve yalnızca eski bir resim kalacak geriye. Suyu adımlayacağım ardımda minik izler bırakarak. Ellerinden tutacağım yüreğimin en derininde gezerken.

Parlak, sıcak, mavi ve sarı bir kumsalda yürüdüm. Kısa kısa, kesik kesik. Hepsini hissettim, hepsini gördüm.


Beyaz bir gömleğim var, ve evet, sakallarım uzadı. Aslında sadece o kadar.


8 Mayıs 2013

Kısa. III.

Dalından erik yiyebilmek için kulübenin damına çıktığım gün meğer en güzeliymiş ömrümün.

Kısa.
Virgülsüz.
Birkaç gecedir.

1 Mayıs 2013

Kısa. II.

Yine böyle bir geceydi. Yine baharları anlatan, denizleri anımsatan şarkılar dinliyor, rastgele eski defter sayfalarını çeviriyordum.

Görüyorum. Dün satırlarca heves ettiğim, hayalini kurduğum tüm yalnızlıkları soluyorum bugün.

Bu kâbusu bildim de yumdum gözlerimi. Ölmeden uyanmayacağım.

Kısa.
Üç satır.
Adını bilmiyorum.