28 Aralık 2011

Ne ben Mecnun idim, ne sen papatya

Islanınca güzelleşiyor sayfalar, yağmura banmak lazım kelimeleri kenarlarından.


Ne ben Mecnun idim, ne sen papatya ama bahar günlerimiz vardı yine de felekten çaldığımız. Pullara basmadılar hikâyemizi belki ama mektuplarımız vardı bizim yaktığımız.


Fena esiyor bu gece şarkılar, radyoyu kapatmak lazım esas kıza tutulmadan.

21 Aralık 2011

Havalar güzel.

Havalar güzel.

Tropik arkadaşlar var yanımda, hindistan cevizine düşüyorum bu akşam. Ortaya da palmiye yaprağı söyledim, müzik ateşlenince iyi gelir serin serin. Kesmezse de bir şişe yağmur açarım artık.

Keşkelerden bir deniz var ayaklarımın ucundan başlayıp göklere varıyor.

2 Aralık 2011

Büyüdüm.

Kurşun kalemin farklı, beni çeken bir kokusu var. 

Yanımda fotoğrafı yok kimsenin, öyle sahneler gelip geçiyor aklımdan yalnızca. Yalnızca dudaklarımı hissediyorum. Nefesim kesiliyor, satır sonuna sığmıyor ve uyanıyorum. Kurudum, çatladım. 

En sonunda doğru manzaranın içindeyim. Koca bir şehir dolusu soğuk. Olduğum gibi görünüyorum artık ve çoğu zaman yürüyorum. 

Bak, büyüdüm, kocaman bir hayalet oldum. En çok siyah ve beyaz giyiniyorum.  

Dün yağmuru seyrediyordum, bugün güz oldum ben. Beni sokakta görsen tanıyabilir misin?