17 Nisan 2012

Duvar.

Yere, kilimin üzerine oturup kafamı dolaba sırtımı eski duvarıma yaslasam şimdi. Hafif bir ışık yeter, iki mumdan fazlası değil. Kaç mumumuz kaldı ki zaten?

Bazı şeyler var, yapılması gerek, yalnız yapılması gerek.

Hiç tanımadıklarım ama çok özlediklerim var. Aynı satıra düşmesek de, kâfiye olmasak da özlemekten keyif aldıklarım… Aynı denize düştükten sonra ne önemi var farklı sahile vurmanın; ayrılık da sevdaya dâhil değil mi zaten?

Yine, yeni, yeniden bir duvar örüyorum.

Ördüm, bitti.