27 Aralık 2012

Şimdi bana kaybolan mumlarımı verseler.

Daha çok nefes ekmek lazımdı bu sayfaların toprağına ama hep saçların dolandı parmaklarımın arasına. Oysa bana kaybolan mumlarımı verseler şimdi, yakar mıydım seni, kendimi, her şeyi... Turp sıkayım kıvılcımına...

İğne iğne soğuklar, büklüm büklüm sessizlik. Kimse yok, toz bile. Kütüphanede yatıyor, kuru tellerden öksürüyorum. Bir yudum su içmedim yine bugün, kim bilir neredesin.



Bunu yazan tosun burada kendi yangınını ikinci bir tekilin yağmuruna eşleyip ateş kesiyor. Göz rengi üzerinden, hayli vıcık ve ucuz devşirmeler. Ama gel gör ki bangır bangır ağlıyor rüzgar pencere kenarlarından ve çok acayip karanlık.

Şehirler, odalar, iklimler değişti hatta denizler, ama kumlu ayaklarımla salındığım o hamak kadar yakın olamadım evime hiç.

Çal bir şeyler Rebeka. Elini korkak alıştırma, gönder gelsin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder